1 Eylül Dünya Barış Günü nedeniyle Erzincan Demokrasi Bileşenleri tarafından basın açıklaması yapıldı. Cumhuriyet Meydanında yapılan basın açıklamasında grup adına konuşan Eğitim Sen Başkanı Hüseyin Taner şu ifadelere yer verdi; Barışı, Yaşamı ve Halkların Kardeşliğini Savunuyoruz! Dünyanın birçok coğrafyasında süren çatışmalar, her yıl on binlerce insanın yaşamını yitirmesine, milyonlarcasının yerinden edilmesine ve temel haklarından mahrum kalmasına yol açmaya devam ediyor. Emperyalist güçler kapitalist üretim ve bölüşüm ilişkilerinin yarattığı krizi dünya genelinde körükledikleri savaş ve saldırganlık politikaları ile aşmaya çalışıyorlar. Buna karşı, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde, insanlığın ortak geleceğini tehdit eden savaşlara, işgallere ve şiddet politikalarına karşı sesimizi yükseltiyoruz.
İsrail’in Gazze’de tüm dünyanın gözleri önünde aylardır sürdürdüğü soykırım başta olmak üzere; Ortadoğu’dan Afrika’ya, Ukrayna’dan Asya’ya kadar pek çok bölgede süren savaşların yarattığı yıkım, sınırsız bir sömürü arzusuyla işleyen küresel kapitalist düzenin ve birçok uluslararası organizasyonun insan hayatını hiçe sayan yüzünü bir kez daha Ortaya koymuştur. Çocuklar açlıktan ölmekte, hastaneler yıkıntıların arasında çaresizce ayakta kalmaya çalışmaktadır. Gazze’de aslında tüm insanlığın vicdanı ölüm döşeğindedir.
Diğer yandan komşu coğrafyamız Suriye'de HTŞ rejiminin, gerici cihadist çizgide, farklı kimlik ve inanç topluluklarına dönük sivil katliamları; Ortadoğu'da laiklik, eşit yurttaşlık, temel insan hakları ve demokrasi mücadelesi veren tüm kesimler için büyük bir tehdit haline gelmiştir. Bu rejime iktidarın ve dünyanın egemen güçlerinin verdiği tüm dolaylı ve dolaysız destekler derhal sona ermeli; Cihatçı çetelerin yönetime getirildiği ülkelerin geleceği, halkların özgür iradesinin kendini bulacağı bir demokratik çerçeve gerçekleşmelidir.
Bu şiddet atmosferinde, ülkemizde uzun yıllardır çözümsüz bırakılan Kürt meselesinin, şiddetin devreden çıktığı bir düzlemde tartışılabilir hale gelmesi ise kuşkusuz çok kıymetlidir. Gelinen aşamada, çatışmaların, ölümlerin ve hak ihlallerinin son bulması; sorunun kapsamlı bir demokratikleşme çerçevesinde çözülmesi demokratik, adil ve kalıcı bir çözümün, barışın inşa edilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur.