1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü Erzincan’da yoğun bir katılımla kutlandı. Kutlama programına CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, CHP İl Başkanı Yalçın Tanrıverdi, Merkez İlçe Başkanı Ali Aras, Bazı sendika ve siyasi parti temsilcileri, STK ve Dernek temsilcileri ile kalabalık bir grup katıldı.

Eski terminal bölgesinde toplanan grup Cumhuriyet Meydanına kadar sloganlar atarak yürüdü. Meydana toplanan tertip komitesi adına konuşan Eğitim Sen Erzincan Şube Başkanı Hüseyin Taner şu ifadelere yer verdi;

“Merhaba Dostlar, İşçiler, Emekçiler, Gençler, Kadınlar, Emekliler, Toprağı insanlık için işleyenler, İnsanca bir yaşam mücadelesinde tek sermayesi emeği olanlar, Gelmiş geçmiş bütün değerleri yaratanlar! Merhaba!

 Hepinizi Tertip Komitesi adına sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Hoş geldiniz! 1 Mayıs Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günümüz kutlu olsun!

Dünyanın ve yurdun neresinde olursa olsun yüreği aydınlık bir gelecek için çarpanlara, emek, barış ve demokrasi için zindanlara doldurulanlara ve o zor koşullarda dahi emek, barış ve demokrasi için çaba göstermeye, direnmeye devam edenlere emeğin kürsüsünden selam gönderiyoruz.

Selam olsun! Çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için direnlere!

Konuşmama başlamadan önce 13 Şubat 2024 tarihinde gözünü para hırsı bürümüş sermayedarların ve bunlara istedikleri gibi alan açan, destek sunan siyasilerin ihmalleri sonucu İliç’te altın madeninde hayatını kaybeden 9 işçi yoldaşımızı saygıyla anıyorum.

Yine yıllardır yayılmacı ve imhacı politikaları ile Filistin halkına kan kusturan Katil İsraili lanetliyor, Bir yılı aşkın süredir Gazzede katledilen suçsuz, savunmasız insanları saygıyla anıyorum. Er ya da geç mazlum halklar katillerden hesabını soracaktır...

Dostlar, yoldaşlar, 2025 yılının 1 Mayısına zorlukların, kapitalist barbarlığının saldırılarının ve direnişin arttığı bir zeminde giriyoruz. Tarihin yeni bir kırılma noktasından geçiyoruz.  İşçi sınıfı ve ezilenlerin yüzyıllardır verdiği mücadele ile yaratılan temel hak ve özgürlükler birer birer ortadan kaldırılıyor. Mülteci, kadın ve emek karşıtı politikalar, değerler hâkim kılınmak isteniyor.  Kapitalizmin aşırı kar hırsı ekolojik yıkımla sonuçlanıyor, savaş ve talan politikalarıyla doğa yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakılıyor. Her geçen gün daha fazla işçi, daha fazla emekçi, daha fazla genç, daha fazla kadın, iş güvencesiz, hakları ellerinden alınmış bir şekilde yaşam mücadelesi veriyor.

Yoldaşlar,

Ülkemizde de Saray rejimi kendi bekası için tüm temel hak ve özgürlükleri hiç olmadığı kadar bir kez daha askıya almış durumda. Başta Taksim yasağı olmak üzere 1 Mayıs yasakları da göstermektedir ki, toplumun en temel hakları bugün ciddi tehdit altında.  

İktidar bloğunun en son 19 Mart darbesinde de olduğu gibi baskıları ve şiddetin boyutları her geçen gün artmış durumda. İrade gaspıyla Cumhuriyetin temel taşı seçme ve seçilme hakkının anlamsızlaştırıldığı günler yaşıyoruz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanının tutuklanması, adalette çifte standartlara şahit oluyoruz..

30 milyonu aşkın vatandaşımızın oy kullanarak seçtiği belediye başkanları, eş başkanları, seçilmişler AKP iktidarı tarafından görevden alınarak, yerine kayyum atanarak seçme ve seçilme hakkımız gasp ediliyor. Halk iradesi hiçe sayılarak seçimler anlamsız hale getirilmek, yaşamın tüm alanlarını kontrolleri altına almak istiyorlar. Yolsuzlukları, talan ve rant düzenleri devam etsin istiyorlar.

Bunun için siyasetçiler, gazeteciler, aydınlar, sendikacılar, avukatlar, sanatçılar, muhalif tüm kesimler hedef alınıyor. Sendikal haklar kısıtlanıyor sendikacılar tutuklanıyor. Yargı, iktidarın, Sarayın emir eri haline getiriliyor.

Bu saldırının tam da Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözümünün konuşulduğu günlerde yapılması manidardır. Biliyoruz ki, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yollarla çözülmesi, emekçilerin yaşamını da doğrudan etkilemektedir. Ancak bu konuda da iktidarın asıl derdinin rejimin bekası ve kalıcı hale getirilmesi olduğu görülmektedir.

Dostlar,

Çalışma yaşamında da örgütlenmenin önündeki engeller her geçen gün daha da büyüyor. 

Türkiye'deki emekçilerin karşı karşıya olduğu zorluklar ve sendikal hak ihlallerine askeri darbe dönemlerini aşan grev yasakları, gözaltı ve tutuklamalar ekleniyor. Buradan bir kez daha sendikamız EĞİTİM SEN yöneticilerine ve BİRTEK SEN Genel Başkanına verilen hukuksuz ve keyfi cezaları şiddetle kınıyoruz 

Her geçen gün daha fazla emekçi iş kazalarında hayatını kaybediyor. Bu ülkede işçi cinayetleri, sermayenin “kar”ı için daha fazla can alıyor. İSİG Meclisi verilerine göre 2024 yılında en az 1897 işçi, iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. ILO verilerine göre işçi cinayetlerinde hala dünyada üçüncü ülke durumundayız.

Savaşlar, yoksulluk ve baskılar nedeniyle yaşadıkları yerleri terk ederek ülkemize sığınmak zorunda kalan mülteciler, çoğu zaman kayıt dışı ve güvencesiz koşullarda, çok düşük ücretlerle çalıştırılıyor. 

Ülkemizde emekçilerin yoksulluk kıskacında borç batağına sürüklendiğini, çözümü kredi ve borçlanmada aradığını, işsizliğin ise sermaye tarafından emekçilere karşı bir silah gibi kullanıldığını açıkça görüyoruz. 

Emekliler ise adeta ölüme mahkûm ediliyor! Milyonlarca emekli bırakalım yoksulluğu açlık sınırının dahi altında koşullarda yaşam mücadelesi veriyor. Toprağın bereketini soframıza sunanlar artık toprağını işleyemez durumda...

Dostlar,

Ama yok öyle enseyi karartmak. Artık korku duvarları birer birer yıkılıyor. Direniş umudu büyütüyor, karanlık perdeyi param parça ediyor.  

Bugün korku politikalarına karşı cesareti, geleceksizlik dayatmasına karşı umudu, baskıya karşı dayanışmayı büyütme zamanıdır.

Bugün yalnız değil, milyonlar olduğumuzu; sesimizin, taleplerimizin ve hayallerimizin bu toprakları değiştirecek güçte olduğunu hatırlama günüdür.

Ülkemizin dört bir tarafında sadece biz işçiler, emekçiler değil; öğrencilerden gazetecilere, kadınlardan sendikacılara kadar her kesim, bu bozuk düzene karşı savaş veriyor. Ülkemizin tüm alanlarında eşitlik, özgürlük sloganları yükseliyor. Gençlik kendi geleceğini inşa etmek istiyor. Kadınlar eril tahakküm prangalarını yerle bir ediyor. Emekçiler ve halklarımız geleceklerine kendileri karar vermek, siyasetin ve ekonominin aktif öznesi olmak istiyor. Anayasal haklarını, temel hak ve özgürlüklerini kullanmak istiyor.

Bunun da yolu birlikte ve ortak mücadele etmektir! 

Ø  Emeğin sömürülmediği,

Ø  Herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu,

Ø  Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı,   

Ø   Az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi alındığı,

Ø  Tüm emeklilere insanca yaşamaya yetecek bir aylık verildiği,

Ø  Haksız ve hukuksuz bir şekilde ihraç edilen KHK’lilerin işine geri döndüğü,  

Ø  Kimsenin kimliğinden, inancından, cinsiyetinden dolayı haksızlığa uğramadığı,  

Ø   Kadınları aile içinde tanımlayan,  bedenine ve emeğine saldıran politikaların son bulduğu, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ortadan kaldırıldığı,

Ø  İstanbul Sözleşmesinin feshinin iptal edildiği, 190 sayılı ILO sözleşmesinin imzalandığı,

Ø  Eşit yurttaşlığın, barış ve kardeşliğin hâkim olduğu,

Ø  Halk iradesinin yok sayılmadığı,

Ø  Çocuklarımızın okula aç gitmediği, MESEM projesi adı altında çocuk işçi haline getirilmediği, ÇEDES projesiyle laik ve bilimsel eğitimden mahrum bırakılmadığı, Emeğin, eşitliğin, özgürlüğün, demokrasinin, barışın, laikliğin hâkim olduğu bir dünya ve ülkeyi birlikte ve ortak mücadeleyi büyüterek kuracağız.

Biliyoruz ki, barışın ve demokrasinin teminatı ve yaratıcısı bütün değerleri yaratan emekçiler, yani bizleriz.  

Bugün, 1 Mayıs meydanlarında bir kez daha haykırıyoruz; Bilimden yana, aydınlık bir gelecek için umut yine bizleriz!

Emeğin birliği, halkların kardeşliği için, bizi bölmeyi, parçalamayı hedef alan oyunları boşa çıkaracağız.

Barışın egemen olduğu, eşitlik ve özgürlük temelinde halkların ve emekçilerin bir arada yaşadığı bir ülkeyi hep birlikte inşa edeceğiz. Yaşasın 1 Mayıs.”

Ardından Yerel sanatçıların sahne aldığı konser programı düzenlendi. Hep birlikte çekilen halaylarla 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü kutlandı.

5Cb5Eb86 2Bd9 498B A996 F375291D478C

1 Mayıs Yeni