Erzurum Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Şenocak, bir süre önce vefat eden Erzincanlı iş insanı, gıda sektöründe önemli faaliyetlerde bulunan, birçok STK’da görev alan, Erzincan’ın kanaat önderlerinden merhum Sami Tuncer Kırtıloğlu ile olan anılarını kaleme aldı.

Kırtıloğlu’ndan övgüyle bahseden Erzincanlı Prof. Dr. Şenocak yazısında şu ifadelere yer verdi;

“Bu Kalp Sizi Unutur mu”?

Tuncer Abi, adını duyanların sevgiyle andığı, tanıyanların vazgeçemediği, yakından tanıyanların tutkuyla bağlandığı örnek bir eş, örnek bir baba, eşsiz bir dost ve yüreği hep Erzincan için çarpan, iş hayatını da memleketinde sürdüren çok başarılı bir iş insanıydı.

Tuncer Abiyi gençlik yıllarımdan beri tanıyordum. 1985 yılından sonra daha yakından tanıma fırsatım oldu. 2000 yılından sonra ise ortak arkadaşlarımızla yaptığımız buluşmalar sonucunda ebedi bir dostluğumuz oluştu. Onunla beraber olacağımız, sohbet edeceğimiz günleri hep heyecanla bekledim ve adeta Erzincan’a koşa koşa geldim.

Tuncer Abi, üniversite eğitimini bugün iş hayatında gerçekleştirdikleriyle ilgisi olmayan bir bölümde yapmıştı. İstanbul’da birkaç fakülte değiştirdikten sonra Gazetecilik Yüksekokulundan mezun olmuştu. Ancak onun hayalleri çok büyük, ilgi alanları çok farklıydı. Çok kıymetli arkadaşı — benim için de çok saygıdeğer biri olan — Aydın Kökhan Abi ile birlikte Tunay Piliç ismiyle Doğu Anadolu’nun ilk entegre tavuk tesislerini kurdu.

Daha sonra yine Erzincan’da Tunay Gıda ismiyle ilk süpermarketi hayata geçirdi. Herkesten önce, çoğu yabancı olan perakende market zincirlerinin ülkemizi ahtapot gibi saracağını öngördü ve bu sektörden çıkmaya karar verdi. Engin vizyonu, müthiş çalışma azmi ve Erzincan’a olan tutkusu ile çok büyük hayaller kurdu. 2005 yılında Organize Sanayi Bölgesi’nde (temel atma töreninde bulunmuştum) bugün “Tunay Gıda Konsantre Meyve” üretim tesislerinin temelini attı ve kısa sürede üretime geçirdi.

Bunu ilerleyen yıllarda hayallerinin de ötesine taşıyarak, ülkemizin bu sektörde uluslararası düzeyde en güvenilir markalarından biri haline getirdi.

Tuncer Abi ile aynı ortamda bulununca her konuda konuşurduk; konuşmak kadar dinlemeyi de severdi. Sohbetlerimiz çok verimli olurdu. Çoğunlukla iş hayatındaki başarısının bende uyandırdığı heyecan ve merakla sorduğum bitmek bilmeyen sorulara sabırla verdiği cevapların, benim meslek hayatımdaki kararlarıma ve davranışlarıma önemli katkılar sağladığını söyleyebilirim.

Tuncer Abi sadece örnek bir iş insanı değil, aynı zamanda çok iyi bir dağcı, kayakçı (Ergan Kayak Tesisleri’nin bugünkü yerinde yapılması fikrini veren kişilerden biridir), fotoğrafçı, resim sanatı uzmanı, tiyatro, opera izleyicisi ve Türk sanat müziği dinleyicisiydi.

Tuncer Abi ile yaşadıklarımdan ve duyduklarımdan birkaç tebessüm ettiren anıyı paylaşmak isterim; Bu anılar onun ne kadar örnek ve güzel bir kişilik olduğunu bir kez daha hatırlatıyor.

Bir gün iş görüşmesi sırasında tartıştığı bir konuda haklılığını bir türlü ifade edememiş söylediklerinin anlaşılmaması üzerine yüksek sesle “Bana bak!” diye söze başlamış. Fakat bu olayı bize anlatınca Tuncer Abi’nin asla böyle bir ifadeyle konuşmayacağını bildlğimiz için çok şaşırmıştık. Ancak olayın aslını sormamıza fırsat vermeden kendi de söylediğine inanmadığı için ya arkadaşlar, ‘bana bak’ lafını ben mi ona söyledim yoksa o mu bana söyledi, tam hatırlamıyorum,” diyerek sadece yapıcı ve asla kırıcı olmayan kişiliğini ortaya koymuştu. Yıllar boyunca bu olayı ondan tekrar tekrar dinleyip, her defasında ilk kez dinliyormuş gibi kahkahalarla boğulmuştuk

Bir başka anımda; Tuncer Abi’nin Ermenistan’a ihracat yaptığını ve Erivan’a gittiğini öğrenmiştim. Bu olay çok ilgimi çekti ve beni de Ermenistan’a götürmesini istedim. Beni kırmadı ve Ekim 2024’te birlikte Erivan’a gittik. Hayatımda unutamayacağım, dolu dolu üç gün geçirdik.

Yıllar önce ürün sattığı şirketin sahibi olan Gazaryan Ailesinin ona gösterdiği sevgi ve saygıdan çok mutlu oldum ve gururlandım. Bu ailenin, meyve suyu ağırlıklı içeceklerle ilgili kurdukları fabrikanın kuruluş aşamasında Tuncer Abi’nin yaptığı önerilerin onlara büyük kazançlar sağladığını, Ermenistan’ın en büyük gıda şirketlerinden Noyan Şirketinin sahibi Vahe Gazaryan’dan bizzat dinledim.

Tuncer Abi’nin öncülüğünde Tunay Gıda, dünya devleriyle rekabet ediyor; bu alandaki en büyük uluslararası fuarlara katılıyordu. Gıda ihracatı gibi hassas bir konuda adeta rekorlar kırıyordu. ABD, Japonya, Almanya, Güney Kore gibi ülkelere ülkemizin ürünlerini satıyordu. Bu başarılarıyla sadece merkezi Erzurum’da bulunan Doğu Anadolu İhracatçılar Birliğinin değil, ülkemizin de bu alandaki efsane ve örnek ismi olmuştu.

Tuncer Abi, iş hayatındaki bu başarıları sayesinde sektördeki en büyük örgütlenmelerden biri olan MEYDER’in başkanlığına layık görülmüştü.

Tuncer Abi’nin her davranışında bir nezaket, her sözünde bir incelik, her çabasında örnek alınacak bir başarı hikayesi vardı. Eminim ki değerli eşi Sevgi Abla, kıymetli evlatları Tolga, Gonca, Yusuf ve torunları Demirkan ile Toprak, geçen bir yılda eksikliğini çok hissetmişlerdir. Ancak onun bıraktığı her kesimden insanın saygı ile andığı kişiliği ile az da olsa hiçbir zaman dinmeyecek olan acıları daha az hissedilir hale gelmiştir.

Sevgili Tuncer abi, inan ki size doyamayan dostlarınız Bünyamin Sonat, Cahit Naldan, İlhan Akdeniz, Zeki Atıcı ve bendeniz her beraberliğimizde sizi yad ediyor, birlikte geçirdiğimiz o güzel günleri anarak avunuyoruz.

Sevgili Tuncer Abi, bu dünyada hayat sınavından bu kadar yüksek not alarak geçmenin bahtiyarlığını aileniz kadar biz de hissedeceğiz. Sizinle dost olmanın bize kazandırdıklarıyla hep iyi şeyler yapma çabasında olacağız. Sizi asla unutmayacağız ve çok özleyeceğiz.

Toprağınız bol, mekânınız cennet olsun.”