Bir şehri yönetmek, çoğu zaman satranç oynamaya benzer. Her hamle, geleceği şekillendirir ve bazen en parlak görünen karar bile, beklenmedik bir zincirleme reaksiyonla bütün bir sistemi kilitleyebilir.

İşte tam da bu noktada, satrançta "açmaz" adı verilen o stratejik kilitlenme durumu, şehir yaşantımızın en can alıcı gerçeklerinden biri haline geliyor.
Satrançta açmaz, bir taşın hareket edememesidir; çünkü hareket ederse arkasındaki daha değerli bir taş, genellikle de şah veya vezir, tehdit altına girecektir. Gündelik hayatta ise bu durum, bir kurumun veya kararın, fayda sağlamak isterken başka bir hayati sistemi işlemez hale getirmesi olarak karşımıza çıkar.
Şehir merkezine, büyük bir ulaşım arteri üzerine inşa edilen dev bir hastane örneği tam da bu açmazın mükemmel bir karşılığıdır. Hastane, bir şehir için vezir kadar değerli, belki de şahtan bile daha önemli bir kurumdur. Sağlık hizmetine erişimi kolaylaştırmak, insan hayatını kurtarmak gibi mutlak bir amaçla kurulur. Ancak hastane için en iyi yerin, şehrin kalbi olduğu düşünülerek atılan bu hamle, kısa sürede bir açmaz yaratır. Hastanenin varlığı, çevresindeki trafik akışını adeta felç eder. Acil servis araçları, doktorlar, hasta yakınları ve hastane personelinin yanı sıra, civardaki iş yerlerine gidenler de bu kilitlenmenin kurbanı olur. Bu açmaz, sadece o bölgeyi değil, dolaylı olarak şehrin tamamını etkiler. En önemlisi, başka bir hastaya yetişmeye çalışan acil servis ambulansı, bizzat hastane tarafından yaratılan bu açmazda mahsur kalabilir.
Bu hamle, satrançtaki gibi kısa vadede "güçlü" bir adım gibi görünürken, uzun vadede sistemin tamamını işlevsiz kılan stratejik bir hataya dönüşebilir. Hastane, kendi varlığıyla şehrin diğer "taşlarını" (ticaret, eğitim, ulaşım) hareket edemez hale getiren bir piyon durumuna düşebilir. Bu açmazın farkına varmak, yalnızca bir hastane inşa etmenin ötesinde, şehrin tüm dinamiklerini göz önünde bulundurmayı gerektiren bir ustalık işidir.
Şehir yönetimi, sadece mevcut sorunları çözmekten ibaret değildir. Bir şehri yönetenler için en büyük başarı, güçlü bir hamle yapmak değil, açmazı önceden görebilmektir. Tıpkı satrançta olduğu gibi, kazanan, en gösterişli hamleyi yapan değil, rakibinin ve kendi hamlelerinin yaratacağı açmazları en iyi analiz edendir. Aksi takdirde, satranç tahtasındaki bütün taşlarınız yerinde dururken bile, aslında hiçbir yere gidemez, hiçbir şey yapamaz hale gelebilirsiniz. Ve bu, bir şehrin başına gelebilecek en büyük stratejik felakettir.