Bu ülkede sorunlar sadece olaylarla sınırlı kalmıyor; asıl sorun, yaşananlardan ders çıkarılamaması. Liyakatin yerini kayırmacılık, sorumluluğun yerini vurdumduymazlık almış durumda. Unutkanlık ise adeta ulusal bir refleks haline gelmiş. Bir yanlışın bedelini ödüyor, sonra unutarak aynı hataya tekrar ve tekrar düşüyoruz. Her şeyin hızla tüketildiği bu düzende, acılar da ihmaller de çabucak silinip gidiyor.

2021 yılında Tunceli Ovacık'ta hain teröristlerle girilen çatışmada yaralanan Uzman Çavuş Burak Tortumlu, Erzincan Mengüceli Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne helikopterle getirildi. Ancak ne yazık ki yaşananlar, sadece bir kahramanın yaralanmasıyla sınırlı kalmadı. Asıl trajedi, yaralı bir askerin canıyla mücadele ettiği o anlarda, sistemin nasıl çöktüğünü gözler önüne serdi.

Helikopter, acil servise uzak, toz toprak bir araziye inmek zorunda kaldı. Ne bir iniş pisti vardı, ne de hazır bekleyen bir sağlık ekibi... Yaralı Burak Tortumlu'yu asker arkadaşları, elleriyle taşıyarak hastane aciline ulaştırdı. Bir ülkenin en kıymetlilerini, vatan uğruna canını ortaya koyan evlatlarını, böyle bir çaresizlik içinde görmek hangi vicdana sığar?

Olayın ardından dönemin hastane başhekimi açığa alındı. Hakkında yapılan soruşturma neticesinde suçsuz bulundu ve göreve döndü. 6 ay kadar bir süre de başhekimlik görevini devam ettirdi. Birkaç gün konuşuldu, birkaç kişi tepki gösterdi belki, sonra unutuldu gitti. Çünkü biz çok çabuk unutuyoruz. Yaşanan acıları, ihmalleri, ders çıkarılması gereken hataları silip atmakta üzerimize yok. Ne yazık ki, unutmaktan da öteye geçip aynı hataları tekrar tekrar yapmayı alışkanlık haline getirmişiz.

Bugün yeni bir hastane binamız var. "Belki bu kez aklımızı başımıza almışızdır" dedik. "Belki çatısında bir helikopter pisti vardır" diye umut ettik. Araştırdık, sorduk, baktık... Yok! Olası bir acil durumda, şehir merkezindeki bu dev hastanenin yakınına bir helikopter inmesi neredeyse imkansız.

Yani hala ders almadık.
Hala aynı noktadayız.

Bir ülkenin geçmişinden ders çıkaramaması, geleceğine ihanet etmesi demektir. Biz unutmaya devam ettikçe, benzer acıları tekrar tekrar yaşamak kaderimiz olacak. O gün Burak Tortumlu'nun yaşadığı o çaresizlik, yarın başka bir Mehmetçiğin, başka bir kahramanın payına düşebilir. Ve biz yine sadece izleriz, yine sadece unuturuz.

Unutmak kolay, hatırlamak ise sorumluluk ister.

Peki siz hangisini tercih edeceksiniz?